İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Okan Bölükbaşı, yorgunluk, kaslarda güçsüzlük, düzgün yürüyememe ve görme bozuklukları gibi belirtilerle ortaya çıkan Emes (MS) hakkında bilgiler verdi.

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Okan Bölükbaşı, Emes (MS) hakkında bilgiler verdi. Prof. Dr. Bölükbaşı, “Emes (MS) diğer adıyla ‘Multiple Skleroz’; önemli bir merkezi sinir sistemi hastalığıdır. Hastalık; yorgunluk, kaslarda güçsüzlük, düzgün yürüyememe ve görme bozuklukları gibi belirtilerle ortaya çıkıyor” dedi.

MS’İN SEBEP OLDUĞU GÖRME BOZUKLUKLARINDA TEDAVİ NEDİR?

MS hastalığının sebep olduğu görme bozuklukları hakkında konuşan Prof. Dr. Bölükbaşı, şunları söyledi: “Optik nevrit, günler ya da aylar süren genelde tek taraflı görme bozukluğuna yol açan bir rahatsızlıktır. Nadiren de olsa körlüğe de yol açabilir. Onu önemli yapan şey, yıllar içinde MS’e dönüşebilme riskidir. Tedavisinde kortizon temel seçenektir. Ancak asla ağızdan alınmamalıdır. Mutlaka, damardan verilen tipi tercih edilmelidir. Aksi halde, MS olma riskini artırır.”

“MS ATAKLARINI TAM OLARAK ENGELLEYEN BİR YÖNTEM YOKTUR”

Emes atakları için alınan önlemler hakkında konuşan Prof. Dr. Bölükbaşı, “Düzenli yaşam, uygun beslenme, stresi azaltma ve iyi uyku; MS atak sıklığı üzerinde olumlu etkiler gösterebilir. En önemli atak azaltıcı yöntem, uygun tedaviye bağlı kalmaktır. Ancak hâlihazırda, MS ataklarını tam olarak engelleyen bir yöntem yoktur” diye konuştu.

BELDEN SIVI ALINMADAN MS TANISI KONULABİLİR Mİ?

‘Belden sıvı alınmadan MS tanısı konulabilir mi?’ sorusuna yanıt veren Prof. Dr. Bölükbaşı, “Beyin omurilik sıvısı, berrak bir sıvı olup beyin ve omurilik boyunca dolaşmakta ve beynin beslenmesi sağlanmaktadır. Bu sıvının belden bir iğne ile girilip az miktarda alınması yoluyla, MS hastalığında en korkulan tanı yöntemi uygulanmış olur. Aslında korkulacak bir yanı yoktur. Bir uzman tarafından yapılıp kurallara uyulduğunda kan alma işleminden pek de farklı değildir. Ancak, yüzde yüz MS tanısı koydurmaz. Tanısal doğruluğu yüzde 90’lara yakın olsa da hastalığın erken dönmelerinde ya da nadiren bir grup MS hastasında sonuçlar negatif çıkar. Bu yüzden, özel durumlar dışında bu testin yapılmasını istemeyen hastaları zorlamaya gerek yoktur. Diğer yöntemlerle de, MS tanısı konulabilir” şeklinde ifade etti.

MS İLE UNUTKANLIK ARASINDA BİR İLİŞKİ VAR MIDIR?

Unutkanlığın MS’de sık görüldüğünün altını çizen Prof. Dr. Bölükbaşı, “MS hastalarının yaklaşık yarısında şunlardan biri olabilir; unutkanlık, dikkat dağınıklığı ya da bilişsel yetilerde azalma. Depresyon, sıklıkla MS hastalığına eşlik eder. Depresyon da önemli bir unutkanlık nedenidir. İdrar yapma zorluğu MS hastalığının yüzde 5 inde başlangıç belirtisidir. Hastalığın ilerleyen dönemlerinde MS hastalarının yüzde 80’inde bir tür idrar sorunu gelişir. İdrar yolları iltihabı, idrar depolama zorlukları ve mesane boşaltım sorunları, en sık görülen bozukluklardır” dedi.

MS CİNSELLİĞİ ETKİLER Mİ?

MS hastalığının sıklıkla cinsel işlev bozukluklarına neden olduğunun altını çizen Prof. Dr. Bölükbaşı, “Bu bazen doğrudan sinir sistemi bozukluklarından kaynaklanırken bazen de psiko-sosyal sorunlar nedeniyle gelişir. Hastalığın yarattığı özgüven eksiklikleri, cinsel işlev bozukluklarına sıklıkla yol açar. Kronik dönemde MS’li kadınların yüzde 77’i, erkeklerin yüzde 90’nına yakınında cinsel işlev sorunları gelişecektir. Bu sorunlar erkeklerde sıklıkla sertleşme ile ilgili iken, kadınlarda sıklıkla orgazm ile ilgili olur. Mutlaka, ilgili uzmanla tüm sorunların erken dönemde konuşulması gerekir” dedi.

MS YUTMA BOZUKLUĞU YAPAR MI?

Prof. Dr. Bölükbaşı, şunları aktardı: MS hastalığında yutma zorlukları başlangıçta nadir olsa da, hastalığın müzminleştiği dönemlerde hastaların yüzde 50’sinde bir tür yutma bozukluğu gelişebilir. Beyin sapını etkileyen hasarlar, depresyon, solunum işlevlerinde bozulmaya neden olan durumlar; yutma ile ilgili sorunların başlıca nedenleri olabilir. Emar, tanı için gereklidir, ancak kesin tanı koydurucu değildir. Emarın; tanısal duyarlılığı çok yüksektir, ancak tanısal özgüllüğü düşüktür. Görülmektedir ki, MS hastası olmayan birçok kişinin emarında da, MS benzeri lezyonlar görülebilmektedir. Bu durumda uzmana güvenmek en iyi seçenektir.”